Kalp Kapakçığında Sızıntı ve Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Kalp kapakçığında sızıntılar oluşmasının tedavisinde; uygulanan tıbbi yöntemlerin yanında hastanın kendi hayatında yapacağı düzenlemeler ve tedaviye verdiği destekte büyük önem taşımaktadır.

Kalp Kapakçığında Sızıntı

Kalp kası vücutta bulunan bütün organlara, dokulara, hücrelere; ihtiyaç duyduğu besinleri, oksijeni, mineralleri ve vitaminleri kan vasıtasıyla pompalayarak iletilmesini sağlamakta olan; göğüs bölgesinde yer alan göğüs kafesinin içinde, sol tarafında yer alan en önemli organdır. Kalp kası içinde yer alan ve temiz kanın kalbe ulaşmasını ve vücuda dağılmasını sağlayan kapakçıklar bazı durumlarda çeşitli etkilere bağlı olarak sızıntı yapabilmektedir. Kapaklarda oluşan bu sızıntı yüzünde kan kalbin pompalama yaparak istediği yönde ilerleme işlemini gerçekleştiremez.

 

Hayati açıdan büyük önem taşıyan kalp ve kapakçıklarında oluşan herhangi bir sorun zamanında müdahale edilmediği takdirde hastanın hayatını yitirmesine bile neden olabilmektedir. Bu yüzden kakçıklarda oluşan sızıntı gibi rahatsızlıkların belirtilerin dikkatle incelenerek zaman kaybetmeden bir doktor tarafından kontrol altına alınması büyük önem arz etmektedir.

Kalp kapakçıklarında ortaya çıkan sızıntılara bağlı olarak; kalp kası; vücuda ihtiyacı olan kanı gereken sürede iletmek için daha sıkı çalışacak ve daha fazla yorulacaktır. Bu da zaman içinde kalp kasında yetersizlik yaşanmasına ve yorularak çalışmasını durdurmasına yol açabilecektir.

Belirtileri

Kalp kapakçıklarında oluşan sızıntıların bazı durumlarda belirtileri oldukça aleni olabilirken bazı durumlarda uzun bir süre hastanın farkında olmadan hayatına devam etmesine neden olabilmektedir. Hastalık en son aşamada kötü bir sürpriz yaparak ortaya birden bire çıkabilmektedir.

Kalp kapakçıklarında meydana gelen sızıntıların belirtileri stabil değildir. Hastadan hastaya göre farklılıklar gösterebilmektedir. Kalp kapakçık sızdırmaları veya kaçaklarından bazıları hastasına göre asemptomatik özellik gösterebilmektedir.

Kalp kasında yer alan dört adet kapakçık; kalbin yapmış olduğu pompalama sırasında gevşeyerek kasılarak kanın tek bir yönde ilerlemesini sağlamaktadır. Bayrak şeklinde dalgalanmakta olan yaprakları aracılığıyla kapanıp açılan bu yapraklar yaşa bağlı esneklik kayıpları, doğuştan gelen rahatsızlıklar, kalp ve kapak rahatsızlıkları, romatizma sorunları gibi nedenlere bağlı olarak görevlerini tam olarak yerine getiremez. Kanın sızarak geri akmasına neden olabilir.

Kalp kapakçıkları farklı nedenlerin etkisiyle ortaya çıkan sorunlar sonucunda kanın tek yönde ilerlemesi sırasında sızıntılar ve geri kaçmalar oluşturmaya başlar. Kalp kapak sızdırmasında en sık rastlanılan belirtilere şu şekilde örnekler verebiliriz:

  • Efor sarf edilen aktiviteler esnasında yaşanılan yorgunluk, bitkinlik ve halsizlikler
  • Dinlenme esnasında sırt üstü uzanırken ya da yapılan bir aktivite sırasında nefes alıp vermede yaşanan zorlanmalar veya nefes darlıkları
  • Kalp ritimlerinde ortaya çıkan artışlar ve çarpıntıların oluşması olarak hissedilmesi
  • Özellikle geceleri artmakta olan öksürük nöbetleri
  • Ayaklarda dizden aşağı kısımlarda ve bileklerde ödem toplanması ve şişkinlik oluşması
  • Aşırı derecede sık aralıklarla idrar yapma
  • Kalpten hissedilmekte olan üfürüm hissi, gelen anormal hırıltılı sesleri
  • Göğüs bölgesinde gerilme hissinin oluşması ve şiddetli ağrılar yaşanması
  • Baş dönmeleriyle birlikte oluşan geçici baygınlık hissi veya şuur kaybı

Uygulanan Tedavi Yöntemleri

Kalp kapakçıklarında oluşan rahatsızlıklar arasında en önemlilerinden biri de sızıntı oluşumlarıdır. Bu sızıntı zamanında gerekli olan müdahaleler yapılmadığı takdirde çok ciddi hatta sonu ölüme varabilen problemlerin kaynağı olabilmektedir. Kalp kapakçığında sızıntı rahatsızlığı karşısında kesin olarak tanı konulabilmesi için ilk olarak hastanın yaşadığı şikayetleri ve sorunları inceleyerek bu rahatsızlığın belirtileri ile karşılaştırılması daha sonra kesin tanı veya teşhisin yapılabilmesi amacıyla zaman kaybetmeden bir kalp doktoruna görünmesi gerekmektedir. Kalp doktoru tarafından yapılan muayene sonucunda gerekli olan tetkikler ve tahlillerde yapılarak hastanın durumuna; sızıntının derecesine ve organlara verebileceği hasarlarla, altında yatan nedenlere ve hasta açısından oluşturduğu risklere bakılarak gerekli olan tedavi yöntemi saptanır.

Kalp kapakçığında sızıntı rahatsızlığı konusunda uygulanacak tedavi yöntemi iki aşamada gerçekleşmektedir. Bunlardan ilki; kapakların kaçak oluşturmasına neden olan asıl sorun bulunup tedavi edilmesi; ikincisi ise, kapakçıkların sızdırmasında uygulanacak tedavi yönteminin belirlenip hastanın durumuna ve sızdırma oluşmasına neden olan kapağın hasar oranına bağlı olarak uygun görülen tedavi yöntemi seçilir. Bu rahatsızlığın ilerleme aşamasına bağlı olarak tedavi ilk olarak ilaçlarla yapılmaktadır. Kullanılan ilaçlardan istenilen başarılı sonuç alınamadığı takdirde sırada cerrahi müdahale yöntemiyle kapakların onarılması veya tamamen değiştirilmesi seçeneği gündeme gelir. Uygulanacak cerrahi müdahale yöntemi de yine hastanın durumuna göre; klasik olarak yapılan geleneksel kalp kapakçık ameliyatları ile minimal invaziv yöntemiyle koltuk altından küçük bir kesiyle yapılan operasyonlar.  Kapakçığın onarılamayacak kadar hasar alması durumunda bu kez kapağın değiştirilmesi yoluna gidilir. Sorunlu olan kapak çıkarılarak yerine biyolojik veya mekanik yeni kapak takılır. Kalp kapaklarının değişmesi gereken durumlarda; yapılan operasyonlar on senede bir tekrarlanarak kapakçıklar yenilenir.

Yapılan operasyonlar sırasında uygulanan diğer bir yöntemde kapakçıkları değiştirilmek veya onarılmak yerine mitraclip denilen bir uygulamayla kapaktaki kanatların birbirine yakınlaştırılarak dikilmesidir. Mandallama olarak da isimlendirilen bu yöntemle yapılan tedavi sızıntının tamamen kesilmesini sağlamamakta ancak oluşan kaçak oranının minimum seviye indirilmesine yardımcı olmaktadır.



Kullanıcı Yorumları ve Oyları

1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (Sizin oyunuz ilk olsun)
Loading...

© 2024 – Kalp Hastalıkları ve Tedavisi. Tüm Hakkı Saklıdır.

Okumakta olduğunuz bütün makalelerin hepsi bilgilendirme amacı ile hazırlanmaktadır. Okuduğunuz bütün tedavi metotları, ilaç isimleri doktor kontrolünde uygulanması gerektiği gibi, beslenme önerileri ise diyetisyen kontrolünde uygulanması gerekmektedir.