Kalp Nakli Nedir, Nasıl Yapılır ve Riskleri Nelerdir?

Özellikle kalbin temel işlevi olan kasılıp gevşemeyi sağlayan kaslarda meydana gelen tahribatlar sonucu ortaya çıkan kalp yetmezliğinde, son aşamada kullanılan tedavi kalp nakli olarak tanımlanabilir.

Kalp Nakli

Kalpte çeşitli nedenlerden ötürü meydana gelen hastalıkların cerrahi ve ilaç müdahaleleri ile tedavi edilmemesi neticesinde gündeme gelen, yani kalbin iflasına bir adım kala uygulamaya konulan bir tedavi tekniği olan kalp nakli, genellikle kalbin kasılıp gevşemesini sağlayan kaslarda büyük ölçülü deformasyon oluşturan hastalıkların tedavi seçeneği olarak tercih edilir.

 Nakil kapsamında değerlendirilen hastaların büyük ölçüde 65 yaşının altında olduğu ve 65 yaş üzeri hastaların operasyon riskleri arttığından dolayı tedavi kapsamına dahil edilmediği, kalp nakliyle ilgili bilinmesi gereken temel noktalardan biridir.

 Operasyonun detaylarına geçmeden önce, nakil bekleyen hastaların çeşitli kriterlere göre değerlendirilerek, kalp nakli bekleyenler sırasına dahil edildiğini ifade etmek gerekir. Bu faktörlerden öne çıkanları;,

  • Yaş
  • Kalbin durumu ve bunun diğer organlar üzerinde yaptığı tahribat
  • Operasyonun riskini arttıracak olan faktörlerin varlığı

şeklinde sıralanabilir.

“Kalp nakli nedir?” sorusunun yanıtını genel ifadelerle verdikten sonra, gerek küresel ölçekte gerekse de Türkiye’ de, nakil işlemlerinin kullanımıyla ilgili birtakım istatistiksel bilgiler vermek faydalı olacaktır.

Türkiye özelinde bakıldığında, kalp nakli bekleyen hastaların sayısının 3000 ile 5000 arasında değişkenlik arz ettiği görülürken, Amerika’da bu rakamlar 25.000-30.000 gibi önemli bir yükseliş gösterir. Bu açıdan bakıldığında belirtilen istatistiklerin, kalp nakli tedavisine gelişmiş ülkelerde daha sık ihtiyaç duyulduğu yargısını doğrular nitelikle olduğunu söylemek yerinde olacaktır.

 Kalp Nakli Ameliyatı

 Ameliyat öncesinde yerine getirilmesi gereken en önemli faaliyet hiç şüphesiz kalbin taşınması aşamasıdır. – 4 santigrat derecede, stabil bir kap içerisinde muhafaza edilerek taşınan kalp, vericiden alındığı andan sonra geçen 4 saatlik zaman dilimi içerisinde alıcıya takılmalıdır. Elbette, alıcı ve verici arasında mesafe olma ihtimali göz önünde bulundurulursa; kalp nakli ameliyatı için ne denli kritik bir organizasyon şemasının gerekliliği daha net anlaşılacaktır.

Operasyon esnasında ise gelişebilecek en tehlikeli komplikasyon; hastanın enfekte olmasıdır. Bu durumun önüne geçmek adına; kalp nakli öncesinde yapılan muayenenlerin her birinin gerekli ölçüde detaylandırılması önemlidir.

Tüm bunlara ek olarak; kalp nakli önündeki en büyük engelin, alıcı ile vericinin dokularının uyuşmaması olduğunu belirtmek gerekir. Nitekim, 1930′ lu yıllarda başlayan nakil çalışmalarının deyim yerindeyse el freni olan bu etkenin çözülebilmesi adına birçok kritik bilimsel araştırma yapılması gerekmiştir.

Doku uyuşmazlığının önüne geçilebilmesi adına, operasyon esnasında alıcıya tıp literatüründen immünsupresif olarak adlandırılan, bağışıklık sistemini pasivize edici etkiye sahip ilaçlar enjekte edilir.

İlaçların bağışıklık sistemi üzerinde yaptığı pasivize etki dikkate alınırsa; bir önceki paragrafta ifade edilen enfeksiyon oluşma durumunun meydana gelme olasılığının arttığı görülür. Bu nedenden ötürü, ameliyat esnasında ve sonrasında enfeksiyon kontrolleri sıklaştırılmalı ve hastanın da, hekim tavsiyelerine uyarak nakil sonrasında da başarı yüzdesinin yükselmesine katkı sağlaması gerekir.

 Operasyon başarılı geçtiği takdirde hasta, 3 ile 6 gün yoğun müşade altında tutulur ve daha sonra normal prosedüre göre servis odasında gözlemlenmeye devam edilir. Herhangi bir komplikasyonun gelişmediği hastalar, 20 gün içerisinde taburcu edilir ve yaşamlarına kaldıkları yerden devam eder. Taburcu edildikten sonra kalp nakli olanların unutmaması gereken nokta; hekimin belirlediği aralıklarla kontrole gitmek ve bu kontrolleri kesinlikle aksatmamaktır.

Yapay Kalp Nakli

Bir önceki paragraflarda ifade olunduğu gibi, kalbi işlevselliğini kaybeden hastalar çeşitli kriterler dikkate alınarak nakil sırasına dahil edilir ve uygun alıcı bulunana kadar operasyon için sıra bekler. Bu esnada, diğer organların gördüğü zararın azaltılması ve hastanın yaşam standartlarındaki keskin düşüşlerin önüne geçilmesi adına yapay kalp destek cihazları kullanımı tercih edilir. 

Kalbin çalışmasını destekler nitelikteki bu cihazlar, nakil işlemine kadar kullanılabileceği gibi hastanın uzun yıllar boyunca da kullanmasına elverişli şekilde tasarlanabilir. 21. yy. teknolojisinin kalp hastalıklarının tedavisine getirdiği en önemli yeniliklerden biri olan bu teknik için yapılan araştırmalar, tedavi oranının % 80′ lere kadar çıktığı tespit edilmiştir.

 Yapay kalp cihazlarını;

  • Vücut içerisine yerleştirilen.
  • Vücut dışarısına yerleştirilen.

olmak üzere iki temel sınıfa ayırmak mümkündür.

Tedavi kapsamında cihazın içereye mi yoksa dışarıya mı takılacağının belirlenmesinde, kalbin işlevini hangi ölçüde kaybettiği ve bunun hastanın genel sağlık durumundaki yansımaları dikkate alınır.

Normal bir kalp nakil operasyonu ile yapay kalp nakli operasyonu arasında işleyiş bakımından herhangi bir farklılık olmamakla birlikte, operasyon süreleri de hemen hemen aynıdır. Herhangi bir komplikasyonun gelişmediği yapay nakil ameliyatları, 3 ile 6 saat içerisinde tamamlanabilir.

Son olarak; yapay kalp destek cihazlarının daha sık kontrole tabi tutulduğunu ve oluşabilecek sorunlara anlık müdahale etmenin hastanın sağlığı açısında hayli önemli olduğunu belirtmek gerekir.



Kullanıcı Yorumları ve Oyları

1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (Sizin oyunuz ilk olsun)
Loading...

© 2024 – Kalp Hastalıkları ve Tedavisi. Tüm Hakkı Saklıdır.

Okumakta olduğunuz bütün makalelerin hepsi bilgilendirme amacı ile hazırlanmaktadır. Okuduğunuz bütün tedavi metotları, ilaç isimleri doktor kontrolünde uygulanması gerektiği gibi, beslenme önerileri ise diyetisyen kontrolünde uygulanması gerekmektedir.