Arteriyel Hipertansiyon Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Arteriyel Hipertansiyon daha çok kadınlarda görülmekte olan, tansiyon değerlerinin 140 – 90 mmHg yüksek olması durumunda, ortaya çıkacak olan, genlerle hastaya geçmesi mümkündür.

Arteriyel Hipertansiyon

Arteriyel Hipertansiyon, yüksek tansiyon olarak da isimlendirilmekte olan kan basıncının sistolik (büyük) 140 mmHg diastolik (küçük) basıncın 90 mmHg’den daha büyük olması durumunda isimlendirilmektedir. İnsan yaşam kalitesini ciddi oranda tehdit edecek olan, yaşam kalitelerini düşürecek tedavi edilmediği zaman ciddi komplikasyonlara neden olacak bir rahatsızlık olmaktadır. Hastalık daha çok kadınlarda görülmekte olan, tanı konulması durumunda kişinin yaşam tarzını ciddi oranda değiştirmesi gereken, hastalığın insan yaşamında olumsuz etkileri olmaktadır. Yüksek tansiyonun görülme yaş aralığı tam olarak belli değildir. Genç insanları da etkileyecek olduğu gibi, 30 – 60 yaş arasında ki kadınlarda daha çok görüldüğü bilinmektedir.

Pulmoner arterler, akciğerlerden başlayıp, kalbin sağ tarafına oksijenli kan taşımakta olan damarlar olmaktadır. İlerleyici bir hastalık olduğu için, kişilerin hayatı içerisinde birçok sorunun olmasına ve gündelik yaşamlarında aktivite eksikliğinin olmasına neden olan bir durumdur. 

Arteriyel Hipertansiyon Belirtileri

Hastalığın belirtileri damarların oksijeni organlara taşımasında bir bozulmanın yaşanması durumunda kardiyak sistemde azalma görülmesi durumda olmaktadır. Hastalığın erken evrelerinde çok fazla bir belirti olmaktadır. Bazı hastalarda ise ilerlemesi durumunda bile asemptomatik olmaktadır. Yapılan araştırmalarda ise hastalığın 2 yıl öncesinde belirtilerinin başladığı görülmektedir. Hastalığın erken teşhisinin konulmaması nedeniyle geç tanı konulması tedavinin geç başlamasına neden olacaktır.

  • Nefes darlığı;
  • Sürekli geçmeyen yorgunluk;
  • Güç kaybı;
  • Göğüs ağrısı;
  • Bayılma;
  • Bacak ödemi;
  • Kalp çarpıntısı.

Bazı insanlarda sinirlerin sıkışmasına neden olacak, karaciğer ve kalpte düşük kan basıncı görülmesi sonucunda sinirlere baskı uygulaması sonucunda ses kısıklığının olduğu da görülmektedir.

Hastaların bazılarında belirtileri arasında dokularında ödem (sıvı) birikmesi söz konusu olabilir. Bu nedenle de kişilerin ayaklarında, karın ve yüz bölgelerinde biriken sıvı nedeniyle şişkinlik olabilir.

Hastalığın yenidoğan bebeklerde de görüldüğü bilinmektedir. Bunun nedeni yenidoğan bir bebeğin solunuma tam olarak alışamaması durumunda ortaya çıkacaktır. Bazı bebeklerde kan dolaşımında bu nedenle düşük oksijen seviyelerinin olması sonucunda oluşacaktır. Bebeklerde yüksek tansiyon görülmesi sonucunda cilt renginde değişiklik meydana gelir.

Kanda oluşan oksijen seviyesinde ki azalma nedeniyle kişilerin cildinde renk değişimi olacaktır. Hastalığı daha ağır yaşamakta olan kişilerin kalbinde büyüme meydana gelebilir. Özellikle de bu büyüme kalbin sağ tarafında bulunan ventrikül odacığında olacaktır. Bu nedenle de kalbin sağ odacığının çalışmasında bozukluk olacağı için nadiren de olsa hastalarda kalp yetmezliği bu nedenle görülebilir.

Arteriyel Hipertansiyon Nedenleri

Yüksek tansiyonun bazı kişilerde nedenleri bulunamamaktadır bu durumda İdiyopatik arteriyel hipertansiyon denmektedir. Ailesinde hipertansiyon hastalığı olan bir kişinin genler aracılığıyla hipertansiyon hastalığını yaşama ihtimalleri oldukça yüksek olmaktadır. 

Nedeninin tam olarak bilinmeyecek olsa da yapılan araştırmalar da kan damarlarının hastalığın oluşmasında büyük rol oynadığı belirtmektedir. Damarların bazı nedenlerden dolayı daralması sonucunda hastalık gelişebiliyor.

Anne ya da babasında Arteriyel Hipertansiyon rahatsızlığı görülmesi sonucunda genlerden çocuğa da geçme riski bulunmaktadır. Diyet hapları kullanmakta olan kişilerin hastalığın gelişiminde büyük rol oynadığı bilinmektedir. Yapılan araştırmalarda gebe kadınlarda hastalığın gelişmesi fazla olmaktadır. Östrojen hormonunun azalması sonucunda da görülmektedir. 

HIV hastalarında yüksek tansiyon görülmesi, daha fazla olmaktadır. Karaciğer hastalığı olan siroz, konjenital kalp hastalığı, bağ dokusu hastalıkları da hastalığın gelişiminde önemli rol oynaması ile bilinmektedir.

Arteriyel Hipertansiyon Tedavisi

Hastalığı teşhis etmek amacıyla rutin muayenelerde doktor tarafından teşhisi zor olacaktır. Bu nedenle de sıklıkla Arteriyel Hipertansiyon belirtilerini yaşamakta olan kişilerin göğüs röntgeni, EKG, solunum fonksiyon testleri yapılması gerekmektedir. Ayrıca bazı doktorların hastaya tam tanı koyabilmesi için ekokardiyografik testi de yapması gerekebilir.

Tedavisi her zaman için doktorun tanıyı koymasından sonra başlayacak olan kronik bir hastalık olması nedeniyle kişilerin yaşam koşullarını değiştirmeleri gerekecek bir durum olacaktır. Tuz yememeleri her zaman için önerilmektedir. Tuz tansiyonun daha da yükselmesine neden olur.

Kullanılacak olan kimyasal ilaçların etkin maddeleri Bosentan, Amlodipin, Benidipin Hidroklorid, Losartan Potasyum, Irbesartan, olmaktadır. İlacın dozu her zaman için hastalığın derecesine göre doktor tarafından belirlenecek ve reçete edilen ilaçları her gün düzenli olarak içmeniz gerekmektedir.

Hastalığın tedavisinde rapor alabilmeniz için ilk olarak dahiliye, kardiyoloji doktorlarına muayene olmanız gerekmektedir. Hastalıkta eğer ki kişiler Antihipertansif ilaçlar kullanıyorsa hastanın heyete girmesi durumunda %10 rapor verilmektedir. Hastada ventrikül büyümesi, idrar tahlilinde fazla protein olması ve göz hastalıkları yaşaması durumunda hastanın heyete girmesi sonucunda %20 oranında rapor verilmektedir. Hastanın antihipertansif kullanmasına rağmen diyastolik kan basıncının bir türlü 12’den aşağı olmaması durumunda, böbreklerinde sorun olması, göz hastalıkları yaşaması, nörolojik hastalıkların olması gibi durumlarda ise hastaya %50 oranında heyet kurulu tarafından rapor verilmektedir. 



1 yıldız2 yıldız3 yıldız4 yıldız5 yıldız (1 votes, average: 2,00 out of 5)
Loading...

© 2024 – Kalp Hastalıkları ve Tedavisi. Tüm Hakkı Saklıdır.

Okumakta olduğunuz bütün makalelerin hepsi bilgilendirme amacı ile hazırlanmaktadır. Okuduğunuz bütün tedavi metotları, ilaç isimleri doktor kontrolünde uygulanması gerektiği gibi, beslenme önerileri ise diyetisyen kontrolünde uygulanması gerekmektedir.