Kalp Teklemesi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri
Birçok hastalığa bağlı olarak ortaya çıkma ihtimali olan kalp teklemesi, kalpteki elektriksel iletim sisteminin bozulması neticesinde kalbin görevini tam anlamıyla yerine getirememesi olarak tanımlanabilir.
Kalp Teklemesi
Toplumsal hayat içerisinde kalp teklemesi olarak ifade olunan hastalığın tıbbi ismi; aritmi yani ritim bozukluğudur. Kalp kaslarının hareket ederek vücuda kan pompalamasını tetikleyen elektrik sinyallerinin iletim yollarında, çevresel ya da genetik etkenler nedeniyle meydana gelen tahribatlar hastalığın temelini teşkil eder.
Yapılan çalışamalar neticesinde sağlıklı bir insan kalbinin 24 saatlik bir periyotta yaklaşık olarak 100 bin kere attığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla, gün içerisinde bir ya da iki kez bireyin kalp teklemesi ile karşılaşması hayli doğal bir durumdur.
Nitekim, 1948 yılında Amerikan Ulusal Kalp Enstitüsü tarafından yapılan ve Framingham adıyla bilinen çalışmada; sağlıklı bir vücut sistemine sahip olan bireylerin % 30′ unun saatlik periyotlarda bir kez kalp teklemesi ile karşı karşıya kaldığı tespit edilmiştir.
Bu aşamada aranması gereken bir yanıt da; “Kalp teklemesi tehlikeli midir?” sorusunun yanıtıdır. Kalp teklemesiyle ilgili uzman hekimlerin hemen hepsi tarafından kabul gören genel görüş; fiziksel tempo gerektiren aktiviteler esnasında yaşanan kalp teklemelerinin, gün içerisinde yapılan standart faaliyetler esnasında yaşananlara kıyasla çok daha tehlikeli olduğudur. Dolayısıyla, bu tip durumlarda kalp teklemesi ile karşılaşan bireylerin zaman kaybetmeden hekim kontorlüne başvurması gerekir.
Kalp Teklemesi Belirtileri
Kalp teklemesi belirtileri noktasında kesin ifadeler ile semptomları sıralamak çok mümkün değildir. Bunun nedeni ise; hastalığın, bireyin vücut sistemlerine bağlı olarak değişkin semptomlar ile ortaya çıkmasıdır.
Hastaların genelinde rastlanan kalp teklemesi semptomları;
- Anlık olarak yaşanan nefes darlığı.
- Özellikle boyun ve sırt bölgesinde meydana gelen hafif terleme.
- Kalbin teklediği anda hastanın boşluğa düşüyor hissine kapılması.
şeklinde ifade olunabilir.
Hastalığın belirtilerinin hastaya bağlı olarak değişkenlik göstermesi şüphesiz teşhisi ve bununla da ilintili olarak tedavi sürecini olumsuz etkileyen bir durumdur.
Bu noktada bireyin alabileceği en kapsamlı önlem; 6 ya da 12 aylık periyotlar ile genel bir kalp kontrolü yaptırarak, herhangi bir problem var ise bunun erken dönemde teşhis edilmesini sağlamak olacaktır.
Kalp Teklemesi Nedenleri
Kalp teklemesi nedenleri kapsamında üzerinde durulması gereken temel nokta; kalp teklemesi şikayetiyle hekim kontrolüne başvuran hastalarda, kalbi ilgilendiren herhangi bir sağlık sorununun bulunmama ihtimalinin olduğudur. Bununla beraber, kalp teklemelerinin herhangi bir faktöre bağlı olmadan da gelişebileceğini dikkate alınması ve bu doğrulta, hastalığı doğuran nedenlerin tespitinde kapsamlı bir araştırma yapılması gerekir.
Kalp teklemesine neden olabilecek etkenler sıralanmak istenirse;
- Bireyin kalp kası ve kapakçıklarında doğuştan var olan yapısal bozukluklar.
- Bireyin birtakım hastalıkların tedavisi noktasında kullandığı antidepresan ve zayıflama ilaçları.
- Yüksek düzeylerde alkol ve kafein oranı yüksek maddelerin tüketimi.
- Kontrol altına alınmayan hipertansiyon.
- Bireyin hamile olması ve anemi, tiroid ya da reflü gibi hastalıkları bünyesinde barındırması.
- İş ya da özel hayatın getirdiği aşırı stres.
Bakıldığında ilk dikkat çeken; hastalığa etkiyen faktörlerin ne denli geniş bir yelpazede toplandığıdır. Bu durum hiç şüphesiz başarılı bir tedavinin önünde engel oluşturur.
Hastalığın tedavisi ve nedenlerinin tam anlamıyla tespit edilmesi arasındaki ilişki göz önünde bulundurularak, problemi doğuran nedenlerin tespit edilmemesi halinde tedavinin ertelenmesi gerektiği ifadesi yanlış olmayacaktır.
Kalp Teklemesi Tedavisi
Kalpte tekleme tedavisi kapsamında ilk olarak yapılması gereken; hastalığı doğuran nedenlerin tespit edilmesidir. Daha sonrasında ise; bu nedenlerin ortadan kaldırılmasına yönelik uygun bir tedavi metodu ve takvimi belirlenir.
Kalp teklemesinin tespiti amacıyla en sık tercih edilen teknik; EKG’ dir. Kalp kaslarının çalışmasını sağlayan elektriksel iletim faaliyetlerini kontrol eden EKG, büyük oranlarda doğru bir şekilde kalp teklemesi teşhisini gerçekleştirir. EKG’ nin yetersiz kaldığı noktalarda ise, ekokardiyografi kullanımı tercih edilir.
Çalışma prensibi olarak EKG ile aynı yapıya sahip olan ekokardiyografi, kalp kapakçıklarındaki problemlerden ötürü kaynaklanan kalp teklemesi teşhisinde etkin rol oynar.
Hastalığı meydana getiren nedenlerin ortadan kaldırılması noktasında uzman hekimlerin hastalara verdiği tedaviye dönük tavsiyeler;
- Düzenli aralıklarla egzersiz yapması.
- Sigara ve alkol kullanıyor ise zaman kaybetmeden bırakması.
- İş ya da özel hayatında stresli ortamlarda uzak durması.
- Hipertansiyon, reflü ya da anemi gibi hastalıklarda kaynaklı kalp teklemelerinin önüne geçilmesi adına bu hastalıkların kontrol altına alınması.
olarak ifade edilebilir.
Kalp kası ve kapakçıklarından ötürü meydana gelen kalpte tekleme durumunda, ablasyon yöntemi kullanılarak hastalık tedavi edilir. Bu yöntemin esasını; kalpteki elektrik iletiminin aksamayacak düzeylere getirilmesi oluşturur.