Kalbin Yüzde 20 Çalışması ve İnsan Vücuduna Etkileri
Genellikle 65 yaş üstü bireylerde görülebilen ve bireyin hayatını tehdit etme olasılığına sahip olan kalbin yüzde 20 çalışması, kalp fonksiyonlarının tam anlamıyla yerine getirilememesini ifade eder.
Kalbin Yüzde 20 Çalışması Ne Demek
Tahmin edilebileceği gibi kalbin yüzde 20 çalışması, vücut fonksiyonlarının önemli bir kısmının sekteye uğramasına sebep olacak ve bu durum da hiç şüphesiz bireyin yaşam kalitesinde keskin düşüşlerin görülmesiyle sonuçlanacaktır. Kalp yetmezliği olarak da nitelendirilen bu durum en genel ifadeyle; birçok farklı nedenden ötürü kalbin temel görevi olan vücut doku ve organlarına kan iletimini yerine getirememesi olarak ifade edilebilir.
Hemen her yaş grubunda görülme ihtimali olan ve vücudun tümü üzerinde büyük olumsuzluklara sebep olan kalbin yüzde 20 çalışması, en sık 65 yaş ve üzeri bireylerde görülen bir rahatsızlıktır. Doku yenilenmesinin azalması ve kalbin yıpranması gibi faktörlerin etkisi sebebiyle 65 yaş, kalp yetmezliğinde dönüm noktası olarak kabul edilebilir. Bu noktada hekimlerin tavsiyesi; 50 yaşında ve üzerinde olan bireylerin düzenli periyotlarla kardiyologa muayene olması ve bu muayeneleri asla aksatmamasıdır.
Semptomların etki derecesi, süresi ve ortaya çıkış zamanı, hastaların her biri için farklılık arz eden durumlardır. Bu nedenle hastalığın belirli standartlara oturtulması oldukça zordur. Genel hatlarıyla bakıldığında kalp yetmezliği türlerini şu şekilde sıralamak mümkündür;
- Kronik Kalp Yetmezliği: Adından da anlaşılabileceği gibi kronik kalp yetmezliği, semptomların kendini büyük ölçüde gizlediği, deyim yerindeyse sinsi bir şekilde ilerlediği kalp yetmezliği olarak tanımlanabilir. Kalpteki fonksiyonel bozulmaların uzun sayılabilecek bir zaman dilimine yayılması, hastalığın kronik türünün teşhisini zorlaştıran durumların başında gelir.
- Akut Kalp Yetmezliği: Akut kalp yetmezliği, aniden gelişen ve bir anda etki gösteren kalp yetmezliği olarak ifade edilebilir. Kimi hastalarda kronik tür, zaman zaman akuta dönüşebilir. Bu durumun önüne geçilebilmesi için tercih edilmesi muhtemel yegane faaliyet; uzman hekim kontrolünde periyodik zamanlarla yapılan muayenelerdir.
Genel olarak bakıldığında; “Kalbin yüzde 20 çalışması ne demek?” sorusuna verilebilecek en temel yanıtın; kalbin, elektriksel iletim neticesinde gerçekleştirdiği fonksiyonel faaliyetlerin sekteye uğraması şeklinde olacağı açık bir şekilde görülür.
Kalbin Yüzde 20 Çalışmasının Etkileri
İnsan vücudu için kritik bir öneme sahip olan kalbin yapısının bozulması tahmin edilebileceği gibi vücuttaki tüm sistematik faaliyetler üzerinde olumsuz bir etki yapacaktır. Dolayısıyla hastalığın insan vücudu üzerindeki etkilerinin her biri detaylı bir şekilde incelenmelidir.
Bu kapsamda kalp fonksiyonları eksik çalışan bireylerde görülmesi muhtemel şikayetleri şu şekilde detaylandırmak mümkündür;
- Nefes Alışverişi Esnasında Zorlanma: Kalbin fonksiyonlarını yerine getirememesi neticesinde ortaya çıkan ve hemen hemen tüm hastalarda karşılaşılan bir şikayet olan nefes darlığı, hastalık ilk evrelerde ise yüksek efor gerektiren fiziksel aktiviteler sonrasında ortaya çıkarken, hastalığın ilerleyen evrelerinde oldukça düşük efor isteyen aktivitelerde de görülebilir.
Bu bağlamda, özellikle hareket getiren aktivitelerde bulunmuyorken nefes darlığı yaşayan bireylerin en kısa sürede uzman hekime başvurmasında büyük yarar vardır. Elbette burada kastedilen nefes darlığı, sıklıkla karşılaşılan yani kronik hale gelen durumlar için geçerlidir.
- Göğüs Bölgesinde Baskı ve Çarpıntı Hissi: Kalpteki elektriksel iletimin bozulması neticesinde ortaya çıkan durumlardan bir tanesi de, kalp atışlarının düzensiz bir hal almasıdır. Dinlenme halindeki düzensiz atışlar, bir önceki paragrafta ifade edildiği gibi oldukça ciddiye alınması gereken durumlardır.
Ritim bozukluğunun tam olarak hangi faktörün etkisinde ortaya çıktığının incelenmesi adına klinik ortamında gerekli tahlillerin yapılması gerekir. Dolayısıyla bu noktada bireyi için en uygun tercih; alanında uzman bir hekime muayene olmak olacaktır.
- Kısa Süreli Denge Kaybı ve Sersemlik Hissi: Kalp yetmezliğine sahip bireylerin büyük bölümünde sersemlik hissi ve denge kaybı görülebilir. Bunun nedeni; kalbin yüzde 20 çalışması yani beyne ihtiyacı olan kan miktarının ulaştırılamamasıdır.
Kalp yetmezliğinin etkilerine bakıldığında, hastanın hayatını tehlikeye sokabilme potansiyelinin hayli yüksek olduğu açıkça görülür. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; cinsiyet ve yaş ayırt etmeksizin tüm bireylerin düzenli aralıklarla yaptıracağı kalp muayenelerinin kritik bir öneme sahip olduğunu ifade etmek mümkündür.